Elbette ki hepimiz çok özeliz ancak şu beyaz yakalıları iş yaşamında sergilenen kişiliklere göre kategorize edebiliriz diye düşünüyorum. Hani metrobüs sırasında herkes değişir, kişinin bir standart bir de metrobüs kişiliği olur ya öyle bir şeyi kastediyorum. Yanlış anlaşılmasın çalışanlar arası dayanışma her şeydir ancak bu konuya da bir el atılır. Bir de DISC analizi gibi test mevzuları var.
İlk tip ile ben açayım ihaleyi:
“İşini bilen tip”
Bu sevgili mesai arkadaşımız, gönül dostu kader ortağımız, gün içinde işyerinde bazal metabolizma ya da bir nevi rölanti halinde mesaisini doldurur. Asgari çabayla işlerini halleder, başını sallar maaşını alır. İçinde kötülük olmadığından ve kimseye bir zararı dokunmadığından etrafındakiler de pek ilişmez kendisine.
Fakat arkadaşım, azcık enerji yahu! Bi hareketlen, sömürme enerjimi
bende sürekli söylediklerini reddeden tiplere çok rastladım. bütün işlerini başkasına yamamaya çalışır, unutur, yada öyle demedim, böyle dedim der. hele patron yalakasıysa tadından yenmez.
üst yönetici bir toplantıda genel bir uyarı yaptığında “ben bilmem kaç yıldır bu firmadayım bugüne kadar hiç öyle bir sorun yaratmadım” diyen, taklamakan çölü müdavimi arkadaşlarımız da bolca görülür.
Benim de dahil olduğum “Bana ne yahucular” . “O kısım beni ilgilendirmez de … ne yapacağız”, bana göre çok ve alakasız konuşanlara karşı kullandığım en sık cümlelerden biridir.
Bana ne yahu, ağlama duvarı mıyım ben.
İkinci tip olarak da üstteki tavrı takınmama sebep olan “bir söyle bin ah işitçiler” var. Bunlar sürekli şikayetlenirler. Her hangi bir aksi durumda kesin olaylar olaylar vardır ve buna hep başkası sebep olmuştur.
Bişey söyliym mi aydınlandım hehe
Bütçe eksikliğinden " tüm işler başına kalan çalışan " örneğin ilk yılımda ben Mimar olarak teknik ofiste çalışırken;
Demir ihzaratı
Beton takibi
Demir metrajı
Beton döküm elemanı
Ödeme kesinti ve iş yapım emirleri yazıcısı
Saha proses kontrol mühendisi ve metraj yapma görevlerini aynı anda yürütüyordum. Elbette sabah 08:00-23:00 bazen 24:00 arası çalışarak. Bu bir yıl ne kazandırdı derseniz; 4-5 yılda öğrenebileceğim her şeyi bir yıla sığdırdım.
Bu arada nasıl çalışanlarla karşılaştınız derseniz; yaptığı işten bir haber yada iş yaptığını zanneden bir çok kişiyle karşılaştım. Aralarında en ilginç olanı hakediş imzalamamak için 1 hafta benden kaçan ana yüklenici şantiye şefiydi. Aynı şef -10 derecede dış cephe açıkken sıva yaptırmaya kalkmış, olamayacağını ileride döküleceğini söylediğimde, sen bana karşımı geliyorsun diye küfürler savurmuştu. Sonuç; İki ay sonra döküldü temizlik+yeniden imalat için 55 bin tl’sini aldım ana yükleniciden şef’te kovuldu. İş bilmez ama bildiğini savunan insanlar, her mesleğin virüsü…
Saygılar.
Her işe koşturacak keriz pozisyonu bence ben oluyorum.Bu ara bunu daha net bir şekilde anladım!!!
Hepimize hocam.