Dün ya da önceki gündü, bir video düştü sosyal medya mecralarına, görenleriniz olmuştur.
Yolcular uçağa binmek için beklerken, bekleme süresinin uzamasından şikayetçi olan bir kadın oradaki kadın görevliye bağırıp hakaret ediyor. Çalışan sinirlenip yolcunun üstüne yürüyor, fakat bir müdahalede bulunmuyor. Lafı uzatmayayım, izlemeyenler şuradan izleyebilir:
Benimse bu videoyu izlerken aklıma başka şeyler takıldı. Merak ettim google’a yolcunun adını yazdım. “Özel bir şirkette halkla ilişkiler uzmanı” imiş… Yani bir beyaz yakalı, yani sözümona bizden biri…
Bunu öğrendikten sonra videoyu tekrar izledim. Çok daha çarpıcı oldu. Bir şirketin çalışanı, müşteri olarak başka bir firmanın çalışanına hakaret ediyor. Bunu kendine hak görüyor. Çünkü ne de olsa, parasını vermiş, “parasıyla değil mi kardeşim?!”
Bu nedir biliyor musunuz?
Bence beyaz yakalı kibrinin en saf halidir. (Muhtemelen) üç kuruş maaşla çalışmasına rağmen, kendini ona hizmet verenlerin komple sahibi sanmaktır. Bütün günümüzü harcadığımız iş yerlerimizde, mayışlarmızın karşılığı olarak bizlerin sahibi olduğunu sanan patronlara (literatür tabiriyle burjuvaların/burjuvazi mensuplarının) öykünmek, kendini onlar gibi hissetmektir. Hem de patronluğun en çirkin hallerine özenmektir. Sanki ertesi pazartesi sabahın köründe işe gitmeyecekmiş gibi davranmaktır, çalıştığı bir firmanın müşterisi kendisine çemkirdiğinde sessiz kalacağının işaretini vermektir.
Her gün böyle onlarca örnek görebilirsiniz. Yemek yediği yerde garsona bağıran, evine temizliğe çağırdığı çalışana kötü davranan, marketteki kasiyer ufak bir hata yaptı diye sesini yükselten binlerce beyaz yakalı var. Hepsi kendini bağırdıklarından, aşağıladıklarından üstün sanıyor… Halbuki farkında değil, kendisine bağırıyor.
Son sözüm bu patron özentisi beyaz yakalılara olsun:
“Değilsiniz canlarım, değilsiniz. Siz patron matron değilsiniz. Dandik bir kafe veya pansiyon açsanız bile patron sayılmazsınız. Ayaklarınız yere bassın, siz de birer çalışansınız. Değil uzman, senior manager olsanız yine de işçisiniz. Bir durup hayatınıza bakın, kariyer kariyer diye şişirdiğiniz egonuzu biraz indirin. Varsa içinizdeki öfkeyi size bu şekilde davrananlara, sizi bu hülyaya sürükleyenlere yöneltin. Bunu yapmazsanız bizden de değilsiniz. Beyaz yakalı değil kara yakalısınız…”