Yurt dışına gitmek iyi bir çözüm mü?

İngiltere’deki seçim sonuçlarını görünce aklıma orada iş bulup koşarak giden arkadaşlarım ve yurtdışını öve öve bitiremeyen beyaz yakalılar geldi.

Aslında oralar muhteşem olduğundan değil, buraların leşliği sebebiyle gitti/gitmek istiyor çoğu. “Bu ülkede yaşanmaz ağbiiii…” diyerek.

Şimdi orada da Aziz Nesin paylaşımları yapıyorlar mıdır acaba🤔
“Bu ülkeden bişey olmaz” demeye başlamışlar mıdır mesela :thinking:
“Kesin hile var ya, İngiltere demokrasinin beşiği yaaani” diye hayıflanıyorlar mıdır ki :thinking:

Ya da ABD’ye göçenler Trump’tan, Fransa’ya gidenler Macron’dan, Rusya şantiyelerinde çalışanlar Putin’den nasıl bahsediyorlardır?

Yanlış anlaşılmasın kuru bir “ülkemizi sevelim” duyarı kasma peşinde değilim. Bütün dünya saçma sapan adamların (evet %99’u adam) iktidarını yaşıyor bu dönemde, bir bizimki değil. Hal böyleyken dünyanın neresinde nasıl huzur bulabilir, keyifle mühendislik yapabilir ki insan?

Yani Türkiye farklı bir tektonik levhanın üzerinde olsa da, aynı dünyanın üstünde. Bütün bir dünya aynı saçmalıkların farklı lacivert tonlarını yaşıyor.
Yer değiştirmekle çoğalmaz ki bizdeki özgür ruh.

Kafamda deli sorular. Bilemiyorum Altan…

3 Beğeni

Bu konuda aslında söyleyeceğim o kadar çok şey var ki üstüne bir denk gelmesi enteresan oldu. Bu haftasonu ben de bu gidenler kervanına katılıyorum.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Türkiye bence dünyanın en güzel ülkesi. Doğası, tarihi, konumu falan başka hiçbir ülke bu kadar özel değil gözümde. Sorun coğrafya değil yani. Bence asıl sorun toplumsal ahlaki değerlerimizi tamamen kaybetmiş olmamız. İnsanlarımız dürüst değil herkes yalan söylüyor; insana, hayvana, doğaya saygı sıfır; kimse empati kurmuyor kavgalar tecavüz vakaları hırsızlık yolsuzluk hep bu yüzden. Ve en çok yakındığım konu kimse işini düzgün yapmıyor, herkes para için çalışıyor kolay yoldan para kazanmak tek gayemiz olmuş. Kpss’ye her yıl 2 milyon insan girmesi tesadüf olamaz. Kimse karşılığını almadan yarım saat bile fazla mesai yapmak istemiyor. Bu mantığın olduğu bir ülkenin gelişmesi mümkün değil zaten. Ben Türkiye’de çalıştığım firmalarda pazar günü bile çalıştığım çok olmuştur iş yetişsin diye. Hatta iş arkadaşlarım çok eleştirdi patrona show mu yapıyorsun bizi zor durumda bırakıyorsun diye. Ama hafta içi de işe 11’de gittiğim de oldu. Kimse ağzını açıp tek kelime etmedi ve suistimal edilmedi. İşte bu yüzden diyorum ki insanımız para için değil de başarı için çalışmadığı fedakarlık yapmadığı sürece yıllık büyüme anca %0.3 olur Türkiye’de. Avrupa ticaret savaşlarına rağmen bu sene %3 büyüdü ve kötü diye durum değerlendirmesi yapıyor.
Demem o ki umarım unuttuğumuz insani değerleri bir an önce tekrar kazanırız. İnsanca bu topraklarda yaşamanın değerini anladığımız, siyasi polemiklerin, tecavüz vakalarının, şiddetin olmadığı, adaletin liyakatin ve erdemli insan olmanın kıymetli olduğu günleri görmek dileğiyle
Yurtdışında insanlar neler yaşıyor ne düşünüyor merak ediyorsanız en iyi yolu anahaber bültenlerini izleyin. ZDF Rai BBC ve daha benzeri bir ton kanal. O birilerinin beğenmediği İskandinav ülkeleri kanallarını izleyin. Sadece 15 dakika sürüyor haberler ve tamamen kültür sanat teknoloji spor falan. Bizim ülkede 30 dakika siyasi polemikler 10 dakika kaza cinayet veya tecavüz. Nelerle uğraştığımızı burdan anlayın.

2 Beğeni

Sen de mi @magneto? :pensive:

Aynı çürümüşlük gideceğin ülkede yok mu sence? Laciverdin başka bir tonuna değil de rengarenk bir diyara mı gidiyorsun yani?

Neresi bu arada istikamet? :grimacing:

1 Beğeni

KPSS’ye girmek neden olumsuz bir gösterge olsun? Yıllardır özel sektörde çalışıyorum ve fazla mesaiden,kısa izinlerden, izinlerimi planlayamamaktan gerçekten bıktım. Şu an işsizlik çok fazla olduğu için insanlar bütün kapıları zorluyor,illa da devlet de çalışayım da yatayım kafası olduğunu da sanmıyorum ama velhasıl öyle olsun, bunu da anlaşılır buluyorum. Çalışma hayatımda bir düzen istiyorum bu da çok normal bence. Bu çalışmak istemiyorum, üretmek istemiyorum demek değil. Devlet kurumları bu kadar yozlaşmasaydı bir alternatif olurdu ki iyi de olurdu.
Ha bu arada ben de mesaili çalışıyorum ve mesai yaptıkça bu düzeni beslediğimi düşünüyorum.

2 Beğeni

Aslında tam olarak ben de bilemiyorum asıl yapılması gereken gitmek mi emin değilim @magneto @SafetyFirst
Burada kalıp bişeyler yapmak istesem de ara ara ben de düşünmüyor değilim.
@Lumulumuley Sana katılıyorum çünkü acı bir şekilde deneyimledim.
Özel sektör gerçekten acımasız .Çok az paraya, çok uzun süre çalışmak zorunda kalıyoruz.
Mesai yaptıkça ,durum konsepli mesailere ,biz bir aileyiz kafasına giriyor ekstra,beş kuruş para verilmeden.Keşke herkes gerçekten fedakarlık yapsa ama karşılığında sömürüldüğünü görmek insanı biraz da hissisleştiyor.Açıkçası bu duyarsızlığın ,bu kadar mesaiden karşılık görememenin acısı diye düşünüyorum .Sonuçta hepimiz para kazanıp hayatımızı idame ettirmek için çalışıyoruz,o kadar çok suistimal ediliyor ,o kadar çok kullanılıyor ki bu durum,gerçekten iş yetiştirmeden ziyade seni kullanıyorlar diye düşünüyorum.Bunu da mesai yapmadığım için değil ,haftanın 3günü mesai yapmış aynı zamanda cumartesi de işi evden yönetmiş biri olarak söylüyorum.
Umarım mutlu olursun,hayırlı uğurlu olsun,başarılar dilerim @magneto

Yurtdışı mı burası mı diye bir değerlendirme yaz(a)mayacağım (zaten yurt dışında çalışma tecrübem yok) ama yukarıda okuduklarıma istinaden düşüncelerimi yazayım.

@magneto çalışanları yalan söylediğinden bahsetmiş ki bir çoğumuz bu konudan oldukça muzdaripiztir herhalde, bir de bunun bir ileri versiyonu var ki bilgi saklayanlar ya da hatayı görünce bildirmeyenler ama ben sadece çalışanı suçlu bulmuyorum bu konuda doğruyu söylediği için işten kovulanları gördükten sonra çalışandan doğru söylemesini beklemek abesk olur.

Bir de ben yeterince çalışmadığımıza da katılmıyorum Kolombiya’dan sonra en fazla çalışan ülkeyiz (ki İstanbul gibi büyükşehirlerde, bu mesai saatleri nedeniyle beyaz yakanın bir çoğunun kendini işinde geliştiremediğini söylenebilir) ancak en fazla çalışmak demek verimli çalışmak demek değildir. Fazla çalışmak yerine verimli çalışmaya odaklanmamız gerek (kaldı ki devletin de verimli çalışmamızı istediğinden şüpheliyim 2020 için Sanayi ve Teknoloji’ye ve Diyanet’e ayrılan bütçelere bakabilirsiniz, zira bir insan verimli çalışırsa bazı şeyleri sorgulamaya da fırsatı olacaktır), mesai saatleri içinde ailesi, arkadaşlarıyla uzun telefon konuşmaları yapanlar, internetten alış veriş yapanlar vs vs olduğu sürece de en verimsiz çalışan ülkelerden biri olmaya devam ederiz ama ben bu konuda da sadece çalışanları suçlamıyorum aynı departmanda birine 10 birim iş yükler diğerine elindeki 2 birim işten bile şikayetçi olduğu için iş yüklemezseniz. O iki birim işi olan internetten alışveriş yapar elinde 10 birim işi olan insan evladı da tabii ki KPSS’ye hazırlanır. Ayrıca sözüm meclisten dışarı, o 2 birim işi yetiştiremediği için fazla mesaiye kalıp, o mesainin yarısında da sağla solla muhabbet eden insanlar gördüğümden dolayı, mesai kalmam istendiğinde tek baktığım mesaiye kaldığımda kendi sorumluluğumdaki işi mi yapacağım, yapacağım mesai daha önce öngörülmesi mümkün olmayan nedenlerden dolayı mı yoksa birilerinin planlama yapamamasının cezası olarak mı yapıyoruz. Sonuncusu ise kesinlikle kalmıyorum, ben şirketin maaşlı kölesi değilim, benim de verimli çalışabilmem için hem bedenen hem zihnen karşılamam gereken ihtiyaçlara sahibim elin medeni ülkesinde yaşayan insan evladı gibi.

Ayrıca birçoğumuzun duyduğu “Biz bir aileyiz” klişesi var, ben ailenin bir parçası değilim profesyonel çalışanım, etik olarak her profesyonel çalışanın isteyeceği gibi etrafımda mesai saatlerinde olması gerektiği yerde yapması gereken işi yapan profesyonel olarak çalışan insanlar istiyorum. Kimsenin mesai saati dışında arkadaşı olmak zorunda değilim, olmam da çünkü bu tür gereksiz ilişkiler, iş hayatına suistmal olarak geri dönüyor.

Bir de şeye değineyim biz ve bizim gibi ülkelerde bir çok kişinin kolay yoldan az emek harcayarak zengin olmak istemesi de gayet normal, bir yerlerde eşek gibi çalışıp emeğinin karşılığını alamayan insanlar var, diğer tarafta da tek bir vasfı, kabiliyeti olmadığı halde dünya kadar malı götürüp bir de üstüne saygı görenler varken,tabii ki 15-16 yaşındaki çocuğa çok çalışmayı aşılamak saçmalık olur ya da zamanında vergi verenin enayi yerine konulduğu ülkede insanlara ödev ve sorumluluklarını zamanında tamamlamayı.

Son olarak yurt dışında çalışmadım ama bir AB ülkesinin vatandaşlığı var gerek orada gerekse geçen kasım ayında İngiltere’de bir fabrika ziyaretimde gördüğüm kadarıyla, firmaların çalışanlarından beklentileri net olarak belli, maaş politikası şeffaf, çalışanlar sorumluluklarının ne olduğunun bilincinde bizdeki gibi nasıl olsa bu işin sorumluluğunu birine kitleriz ya da en son sen yardımcı olmuşsun o zaman sen yapmaya devam et tarzı durumların olduğunu sanmıyorum. Ayrıca benim için Avrupa falan değil biri çıksın desin Kenya’da Willem Toet, Leena Gade, Rory Byrne, Adrian Newey gibi isimler ile şu projede çalışacaksın ama sadece sigortanı karşılayabiliriz, 40 yıl aç susuz çalışırım, diğer tarafta toksik bir firmada yıllık 10 milyon usd verseler bile.

Demem o ki ortada doğru gitmeyen bir şeylerin olduğu kesin ama sorun ne sadece çalışanlarda ne de firmalarda (ki zaten herhangi bir olayda %100 tek bir taraf suçlu olamaz). Her iki tarafta birbirini kazıklamaya çalıştığı için de verimsiz üretimin krallarından biriyiz ülke olarak ama bu benim gözlemim doğru olmayabilir de.

2 Beğeni

Ben bu konuda şöyle düşünüyorum; Türkiye’de de 2.sınıf vatandaş muamelesi görüyorum, yurt dışında da öyle olacak. Burada en azından ailemle ve sevdiğim insanlarla birlikteyim. Çok kez iş için yurt dışında bulunmuş, yabancı menşeli firmalarda çalışmış biri olarak söylüyorum. Bizi sevmiyorlar!

Tabi Katar, Tanzanya falan olursa düşünebilirim :slight_smile: